11. kez düzenlenen Türkiye Innovation Week, ”Sürdürülebilir Motivasyon” manifestosu etrafında insanı merkezine alan bakış açısıyla bireylerin ve organizasyonların motivasyon seviyelerine odaklandı. Yüzü aşkın konuşmacı, çeşitli etkinlik ve sergilerin yer aldığı haftaya MOSDER Başkanı Sayın Davut Karaçak da katılarak gelişmeleri yerinden takip etti. MOSDER Başkanı konuyla ilgili açıklamasında; "İletişim çağındayız ve sınırlar ortadan kalktı. Bilgi, iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, üretimde de yaşanıyor. Ürün çeşitliliğindeki artışlar, pazara sunulan ürünlerin yaşam sürelerinin kısalması, tüketicilerin değişen istekleri, işletmelerin inovasyonu merkeze alarak sürdürülebilir stratejiler geliştirmesini zorunlu hale getirdi. İnovasyon, işletmelerin rekabet üstünlüğü elde etmesinde, karlarının ve nakit akışlarının artmasında, sektörde rakiplerin önünde yer almasında belirleyici bir rol oynuyor. İnovasyon sürecinin; değişim, verimlilik, yaratıcılık ve sürdürülebilirlik kavramları ile bütünleşmiş uzun dönemli bir planlama ele alınması gerektiğini vurgulayan Karaçak; inovasyonun ihracattaki önemini aktarmak üzere verileri paylaştı: ‘’Türkiye ihracatının %3.1’i yüksek teknoloji ürünlerdir ve buradaki payımızı %10’a çıkarabilmemiz durumunda gelir açısından ciddi fark yaratmaktadır. Şu an ortalama 1.5 USD/kg olan ihracat fiyatımız ortalamada 3 USD/kg’a ulaşabilir ve bu da 2023 yılına ait rakamlara göre değerlendirdiğimizde mevcut ihracat rakamlarımızı 255 milyar USD’den 500 Milyar USD’ye çıkarır. Son 10 yılda hükümet ve bakanlıkların destekleriyle Küresel İnovasyon endeksinde Türkiye 35 basamak birden yükselmiştir ki bunun dünyada başka bir örneği yoktur. Bu da ülke olarak ne kadar bir doğru yolda olduğumuzun ispatıdır.
Geçmiş yıllarda inovasyon yeni bir buluş olarak değerlendiriliyordu ancak bugünün iş dünyasında inovasyon, bir kerelik değil, tekrarlanabilir, sistemleştirilebilir ve şirketlerin yapısına yerleştirilebilir bir süreçtir ve gereken önem alınmalıdır. Karlılığı artıran inovasyon, yeni pazarlara girilmesini ve mevcut pazarın büyütülmesini sağlayan önemli bir rekabet aracıdır. Sonuç olarak rekabet gücü yüksek firmaların faaliyet gösterdiği ekonomiler kalkınır, gelişir ve global ölçekte rekabet avantajı kazanır. Dolayısıyla dinamik küresel pazarlarda daha fazla yer almak ve büyümek için inovasyonla birlikte, işletmelerin sahip oldukları tüm varlıkları harekete geçirerek sürdürülebilir bir yapı oluşturmaları sağlıklı bir büyüme için gerekmektedir." dedi.